Monday, November 28, 2011

Kahvelik

İnsan hep bu kadar tatminsiz mi gider ömr ü hayatı boyunca?

İnsan final döneminde sabahlara kadar ders çalışıp, her gün üst üste sınavlara girmeyi, keman teli gibi gerilmeyi, midesinin kasılmasını, harıl harıl kağıt doldurmayı nasıl bu kadar özler?

Çok kahve içiyorum son zamanlarda. İskender Pala'nın Kahve Molası'nı da okuyorum. Türk kahvesini her seferinde farklı şekilde pişiriyorum, nasıl en fazla köpük elde ederim diye. Köpüklüsü, köpüksüzü, serti, sütlüsü bir kenara da...


Gönül ne kahve ister, ne kahvehane,
Gönül sohbet ister, kahve bahane.

2 comments: