Saturday, August 18, 2012

Hayırlı Bayramlar!

Tam bir sene olmuş origamiyle uğraşmaya başlayalı. "Tam bir sene"leri fark edince zamanın nasıl geçtiğine inanamaz ya hani insan, sanki geçen vakit 'bir sene'ye tekabül ediyor olamaz, daha kısaymış gibi gelir... İşte öyle bir seneydi bu geçip giden. Blogum açıldığında Kağıtlık'taki ilk yazım Ramazan bayramında içine şeker doldurarak çocuklara verdiğim kutularla ilgiliydi. Nereden geldiğini bile bilmediğim bir sürü renkli, kalitesiz kağıdı böyle değerlendirmiştim.


Bu sene kutu yapacak vaktim olmadı; kağıt stoklarımı da tükettiğimden elim boş olacak diye üzülüyordum. Fakat iç mimarlık okuyan kardeşim kullanmayacağı fon kartonlarını alabileceğimi söyleyince ben de boş duramadım. Yatmadan önce bir-bir buçuk saatte bu basit kuğuları yaptım.



Bu gerçekten basit origami kuğuların yapımını bu video'dan öğrenebilirsiniz. Çocukların hoşlarına gideceğini umuyorum; her durumda bayram şekerlerinin klasik sunumunu biraz renklendirmek için hoş bir sunum. Üstelik bayramın tatlı telaşesinde çocukları bir araya toplayıp birlikte origami yapmanın keyfi de cabası.

Herkese hayırlı, tatlı bayramlar!

Monday, August 13, 2012

Köy Çizimleri

Bu yazı Kağıtlık'ın Etsy köşesiyle ilgili olacak diye ummuş, öyle yazmıştım son yazımda. Araya hayat -ve vefat- girdi. Cenaze için birkaç günlüğüne Ankara'daydık, sonra kendimi Sivas'ta, benim olmayan, ama sanki öyle olması gereken bir memlekette buldum.

Anadolu'nun ortasında, Kızılırmak'ın bir kolunun kıyısında içine kapanık bir köyü Zara'nın. Irmağın üstündeki kavaklarla perdelenmiş köprüyü geçip, toprak yolda sarsıla sarsıla ilerleyince, dört tarafı tepelerle çevrili köy birden yutuveriyor insanı. Terk edilmiş, çökmüş toprak evler arasında daracık yollarda ilerledikçe toz kalkıyor havaya. Issız, hayatsız bir yer... Bir çeşme başında başıboş dolaşan birkaç tavuk, bir kedi, ve ileride, ta köyün en kıyısında tek başına bir ev..

Bir hafta boyunca karşı dağlara baktım. Dolunayın sivri kayaların, yumuşak tepelerin üstünden doğuşunu seyrettim simsiyah bir silüet çizerek altında. Kayan yıldızları saydım geceleri. Bir tepenin yamacındaki küçük mezarlıkta, otların, çalıların arasında kopup gelen rüzgarın sesin dinledim. Kavakların hışırtısına, cırcır böceklerinin çoşkulu ötüşüne kulak verdim sessizlikte.

Hayata açılmış bir parantez gibi sekiz gün..

Bu sakin mi sakin, yalnız mı yalnız günlerde elbette çizim defterim ve birkaç kalem de vardı yanımda. Bu vesileyle en azından o çizimleri, karalamaları paylaşayım istedim. İnşallah bayram sonrası tekrar akademik hayata dönmeden, tez ve mezun olma telaşına kapılmadan önce Kağıtlık'la ilgileneceğim. Aklımda, elimdeki origami kutular için bir çekiliş düzenlemek ve Etsy için sıfırdan başlamak var, ama gelecek günler ne gösterir, aklıma neler eser bilinmez..